//-->
Meltem Cumbul, "Gönül Yarası"ndan tam yedi yıl sonra Tolga Örnek'in yeni filmi "Labirent"te başrolü üstlendi. Reyhan adında bir istihbaratçıyı canlandıran Cumbul, bu filmi kariyerinde yeni bir başlangıç olarak görüyor.
- İkisi de çok başarılı ve güzeldi. Katılım yoğundu. Film de beğenildi. Ben her iki galada da o pozitif enerjiyi hissettim. Filme bizim inandığımız kadar inanan kişileri bir arada görmek çok hoşuma gitti.
- Bundan yaklaşık iki yıl önce Queens Film Festivali'nde onur ödülü almıştım. Tolga Örnek'in "Devrim Arabaları" filmi de o festivalde "En İyi Film" seçilmişti. O gelemediği için ödülünü bana verdiler. Benim ödülü ona ulaştırmam lazımdı. Tolga zaten beğendiğim bir yönetmen. Kendi kendime "Benim Tolga'yla çalışmam gerek" dedim. Sonra bir haber geldi, Tolga'nın "Labirent" filminin senaryosunu bana yollamak istediğini söylediler. Okudum ve çok beğendim.
- Senaryoyu bütünüyle beğendim ama en çok Tolga'nın kadına bakış açısından etkilendim. Genelde bu tarz aksiyon filmlerinde kadın öğesi duygusal açığı kapatmak için kullanılır. Tolga'nın filmde Türk kadınını kullanış biçimi ise farklıydı, bu yüzden çok hoşuma gitti.
- Bu kadar zor bir görev içinde bütün renkleri; aile yaşantısı, kızıyla ilişkisi, aşkı yaşayışı çok güzel işlenmişti bence.
- İdealist bir karakter. Samimi ve dürüst biri. Kendi rüyasını kurmuş ve bundan son derece memnun. İçinde bulunduğu durumlardan şikâyet etmiyor. Onu tedirgin eden tek şey, mesleği yüzünden bir gün ölüp kızını annesiz bırakma ihtimali. Buna rağmen evliliğinin, aile yaşantısının bitmesi, bütün bu çatışmalar beni çok etkiledi.
- Timuçin Esen'in Fikret karakteriyle Reyhan'ın amirini canlandıracak olması da çok hoşuma gitti. Artık bu filmi çekmemem için hiçbir sebep kalmamıştı...
- Timuçin'le çalışmak benim için her zaman konfordur, yaratımdır, sanattır, ilhamdır. Reyhan karakterini yaratmamda da bana çok yardımcı oldu. Ayrıca detaycılığıyla filme büyük katkı sağladı. Ayrıca benim çok sevdiğim bir arkadaşım ve çok beğendiğim bir aktör.
- Bir tek Frankfurt'ta yoktum.
- Mardin, büyüleyici bir şehir. Gerçek mekânlarda kendinizi daha fazla işin içinde hissediyorsunuz. Böyle mekânlar, sizin karaktere daha fazla yaklaşmanızı sağlıyor.
- Dokuz haftada tamamladık.
- Koreografisi öğretildi. Ben zaten yedi-sekiz yıldır dövüş sporlarına ilgi duyuyorum. Daha doğrusu çocukluğumdan beri ilgi duyuyordum, son yedi-sekiz yıldır yapıyorum.
- Tai chi, aikido gibi daha meditatif sporlar. Vücudum bu tarz sporlara elverişli, o yüzden koreografileri öğrenmekte horlanmadım. Hedefe kilitlenebilme huyum olduğu için de silah kullanımında uzun bir süreye gerek duymadık. Sadece sahnelerin daha gerçekçi olması açısından çalıştık.
- Estağfurullah, o onun güzelliği. Rıza da filmde çok başarılı... Milli İstihbarat Teşkilatı, önceleri kadın yerine erkek alımı üzerinde duruyordu, görevin zor olmasından dolayı. Bence doğru bir karar değil bu, çünkü kadın denilen varlık gerçekten daha dayanıklı. Estağfurullah dedim ama Rıza'ya bu anlamda katılıyor olabilirim aslında. Sabır, dirayet ve inanç, kadında var olan özellikler. Bir de yüksek derecede acıya dayanıklılık. Yoksa doğum yapamazlardı herhalde. Bu sebeple teşkilat bence daha fazla kadın almalı...
- Ben bir karar vermedim. Benim sadece insanoğluna inancım var. Hayal kurabildiğin, düşüncelerini özgürce değerlendirebildiğin ve kendine güvendiğin sürece, plan yapmana gerek kalmıyor, her şey istediğin gibi gelişiyor zaten. Hintliler Los Angeles üzerinden gelip seni bulabiliyorlar işte. Sen hazır mısın, önemli olan o. Sen kendi hayalinden sorumlusun, o sebeple kendi önünü açmaya çalışacaksın. Işığını en başta kendin kapatmayacaksın ki, başka kimse kapatamasın.
- Söyleyemeyiz. "Gönül Yarası"ndan sonraki üç yıl Amerika'daydım zaten, orada iki film çektim. "Türkiye'de film çekmeyeyim" gibi bir planım yoktu ama "Gönül Yarası"ndan sonra bir işi kabul etmek de zordu açıkçası. Oynamak "Labirent"e nasip oldu, çünkü bu projede içim gerçekten rahat etti.
- Kafalar bir karışıyor tabii. Sonra her şey yavaş yavaş çözülmeye başlıyor. Çözüldükçe de bütündeki resim oturmaya başlıyor. Labirente tepeden bakıp her şeyi görüyorsun. "Labirent", çok hızlı bir film.
- "Labirent"in yaşamımda ve yolculuğumda yeni bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.
- O sahnelerin gerçekliği önemliydi. Gerçekliğe önem verdiğimiz için orada cidden işkence gördüm! Oyunculuk hem tatlı hem de belalı bir iş.
- Tatlı, çünkü size normalde yaşayamayacağınız olayların içine girme imkânını sunuyor. Hayallerinizi gerçeğe dönüştürüyor. Belalı, çünkü bazen yaşamak istemediğiniz şeyleri de yaşamak zorunda kalıyorsunuz.
Hürriyet