//-->


magazinadress-com.tr.gg

Cinsellik


 

 CİNSEL HAYAT

Cinsel hayatı ibadet hayatının bir bir bölümüdür. Çünkü yapılması ve yapılmaması doğrudan sevap veya günah kapsamına girmeyen mübah işler dahi Allah rızası gözetilerek ibadete dönüştürülebilinir.
Unutmayalım! her zaman ibadet zamanı, her mekan ibadet mekanıdır.
Her söz, her davranış ve her iş ya ibadet sınırların içinde veya dışındadır, buna cinsel hayatın ibadet hayatının bir bölümü olduğu yönünden bakarsak:
Cinselliği korumak ve kullanmak bir ibadettir: İnsanlarda cinsel organları, tatmin edilmek istenen cinsel arzuları yaratan ve üreme organına yükleyen Allah”tır.

O”nun yarattığı cinselliğe saygı duyarak ve O”nun koyduğu yasalar içinde evlilik yoluyla cinsel organları kullanarak tatmine ve üremeye yönelmek, Allah”ın hilkatını ve yüklediği görevleri korumaktır. bu sebeple de saf ibadettir. Allah”a isyan olduğu içindir ki Allah Resülü cinsel hayattan çekilmeyi yasaklayarak şöyle buyurmuştur.

“İslam”da cinsel hayattan çekilmek yoktur.”

Cinsel hayatı evlilikle başlatıp sürdürmek ibadettir: Allah”ın ve Peygamberi”nin emirlerini uygulayarak evlenmek ve böylece cinsel hayatı başlatıp sürdürmek ibadettir.
Evlilik ancak cinsellikle oluşturulup yaşatılabileceğinden, hele cinsel eylemler pek tabi bir iabdettir?

Cinsel haramlardan kaçınmak ibadettir: Cinsel haramlar dahil, Allah”ın ve Peygamberinin bütün yasaklarından kaçınmak ibadettir. Kaçınılması gerekenilahi yasaklardan biri zinadır.

Zina yapmak imkanlarına malik iken Allah”ın azabından korkarak ve rızasını talep ederek zinadan kaçınmak öylesine büyük bir ibadettir ki, bu ibadet dünyada mücizemsi olayları doğurabilecek yüceliktedir.

Cinsel haramlardan korunmak için eşle cinsel ilişki ibadettir: Haramlardan kaçınmak farzdır. Cinsel haramlardan korunmamıza yardımcı olacak girişimlerde bulunmamız da farzdır. Farzların ifası ise Allah”a itaat olup ibadettir.
Kaynak: Ali Rıza Demircan ( Allah c.c razı olsun ) , İslama Göre Cinsel Hayat, Sayfa 31-41 1.cilt, Eymen Yayınları, İstanbul, 2002

 Hamilelikte Cinselliğe Bakış Değişiyor

Araştırmalara göre hamileliğin ilk 12 haftasında kadınların cinsel isteklerinde azalma oluyor. Bu durumla beraber hamilelik ve sonrasındaki süreç eşlerin hayatlarını her yönden olduğu gibi cinsel yönden de etkiliyor.

VKV Amerikan Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog Aslı Akkan, hamilelik boyunca yaşanan cinsel sorunların kolayca aşılabilmesi için çiftlerin birbirlerine anlayış, şefkat, ilgi ve sevgiyle yaklaşması gerektiğini söylüyor.

Evlilik kurumunun ve çiftler arasındaki ilişkinin sağlığının test edildiği önemli noktalardan biri de çocuk sahibi olunmaya karar verilmesi, hamilelik ve hamilelik sonrası sürecin eşler üstündeki etkisidir. Hamilelik ve hamilelik sonrası süreç eşlerin duygusal süreçlerini etkilediği kadar, cinsel hayatlarını da etkilemektedir. Her ne kadar bu süreç cinsel hayatı eskisinden farklı kılacaksa da bu farklılığın bireylerin ilişkilerini etkilemesine ve zorlamasına en az düzeyde izin verilmesini sağlaması önemlidir.Hamilelik süresince jinekologu tarafından medikal, fizyolojik herhangi bir sorun görülmeyen ve cinsel hayatı yaşamasına izin verilen kadının, yaşadığı hormonal ve fiziksel değişiklikler cinsel isteksizliğine sebep olduğu kadar kadının kendi inanç sistemi de bu durumu tetikler. Araştırmalara bakıldığında sağlıklı bir hamilelik yaşamakta olan kadınların ilk 12 haftada cinsel isteklerinde azalma olduğu görülmektedir. Yaşadığı fiziksel yorgunluk, bulantı, kilo alımı, rahat bir pozisyon bulamama gibi sebepler bu durumu açıklayabilmekle beraber, kadının kendindeki değişime adapte olma sürecinde yaşadığı kaygılar, bebeğime zarar verir miyim endişesi ve fiziğindeki değişime bağlı olarak eşinin onu eskisi gibi istemeyeceği inancı da çok büyük rol oynamaktadır. Benzer düşünceler erkeği de etkilemektedir ve onu da cinsellikten soğutmaktadır. Hamilelik boyunca cinsellikle ilgili yaşanılabilecek bu çeşit sorunları engellemenin en önemli yolu ise çiftlerin bir birleriyle mümkün olan en açık şekilde konuşmalarıdır. Kaygılarını ve isteklerini dile getirdikleri zaman sağlıklı cinselliklerini neyin etkilediğini bulacaklar ve sorun odaklı çözüme ulaşacaklardır.

Hamilelik süresince çiftlerin cinsel hayatlarında yaşayabilecekleri sorunlar doğum sonrası da devam edebilir ve bu konunun önemi unutulmamalıdır. Doktorunun izin verdiği zaman itibariyle kadının cinsel ilişkiye girmesinin herhangi bir sakıncası yoktur ancak cinsel ilişkiyi etkileyebilecek psikolojik faktörler yine ortaya çıkabilir. Doğum ve bebek bakımının kadın için son derece yorucu olması nedeniyle doğum sonrası ilişki sıklığında azalma beklenen bir durumdur. Ancak doğum sonrası depresyon veya başka sağlık problemi olmadığı taktirde genellikle doğumdan 3 ay sonra hamilelik öncesi cinsel ilişki sıklığına dönülmesi beklendiktir. Bebeğin bakım ihtiyaçları azaldıkça, uykusu düzene girdikçe cinsel aktivite de normale dönmeye başlar.

Doğum sonrası fiziksel yorgunluk dışında cinselliği etkileyebilecek durumlar:

■Ağrı Korkusu: Birçok kadının doğum sonrası ilişkiye girmekten çekinme nedenin ağrılı ilişkiden korkmaları ve kaygıları arttıkça da girdikleri ilişki sırasında disparoni (ağrılı cinsel beraberlik) ve vajinismus (vajinal kasların kasılması sonucu cinsel beraberliğin olamaması) gibi sorunlar yaşayabildikleri araştırmalarda gözlemlenmiştir.
■Estetik Kaygılar: Vücudundaki değişim ve/veya aldığı kilolar yüzünden kendini beğenmeyen kadının cinsellik sırasında zihnini sürekli bedeniyle meşgul etmesi cinsel ilişkiden zevk almasını önleyebilir. Bununla bağlantılı olarak, eşini eskisi kadar bakımlı bulmayan erkek de cinsel yaşamdan uzaklaşabilir.
■Rol Değişimi: Çocukları olan kadar sadece birbirine odaklanan çiftler, doğumun ardından neredeyse tüm ilgiyi çocuğa yöneltmeye başlayabilir. Bir yandan yeni bir yaşama uyum sağlamaya çalışmanın gerginliği, bir yandan da birbirlerinden eskisi kadar ilgi görememenin yarattığı sıkıntı cinsel isteksizliğin oluşmasına yol açabilir.
Bu sorunların en az seviyede yaşanması ve ilişkiyi en az ölçüde etkilemesini sağlamak için çiftlerin, özellikle erkeğin eşine şefkat, ilgi, sevgi ve anlayış ile yaklaşması, beğenisinin devam ettiğini belli etmesi, kadının ise bu geçiş döneminin özelliklerini bilerek eski haline döneceğini sorun olmadığını bilmesi gereklidir. Ayrıca çiftlerin haftada l yada 2 kez bebek yanlarında olmadığı zamanlarda bir arada olmaya özen göstermeleri gereklidir. Bu birbirleri için ayrılmış özel zamanlarda ev ya da bebek hakkında konuşmayıp, kendileri ve bir birleri hakkında konuşmaları, eskisi gibi ortak paylaşımlar yaşamaları tavsiye edilebilir. Bunların yanı sıra okşamak, dokunmak veya kucaklaşmak gibi cinsel duyguları tetikleyebilecek davranışlarda bulunmak cinsel hayatlarının canlanmasına yardımcı olacaktır. Tüm bunlara rağmen sıkıntılar yaşanıyorsa bir uzmandan yardım almak da faydalı sağlayacaktır.

 Cinselliğe Hazırlanma!

 

Atmosfer çok önemlidir

İnsan yapısı, öteki yaratıkların tersine heyecanlara karşı davranışta bulunabilme yeteneğine sahip bir ruh ile donatılmıştır. Bazı durumlar dışında, cinsel ilişki için uyarılmaya bir hazırlık aşaması gereklidir.

Bu durum doğrudan doğruya bedensel uyarılmayı içine almaz. Cinsel isteklerin uyarılması daha çok görme, koklama ve işitmeyle olur. Değişik türde uyarılmaların oluşturduğu cinsel atmosfer, cinsel istekleri doğal yoldan sağlar; vücut ve ruhu, her ikisini birleştirir.

Duyguları okşayan müzik, renkler, sanat, resimler, davranış ve kokuların önemi gayet iyi bilinir. Fakat bunların en önemlisi karşılıklı konuşmadır. Dr. Van De Velde cinsel ilişkiye hazırlık yollarının en etkilisinin konuşma olduğunu kesinlikle ileri sürmektedir. En önemlisi ise sevgidir ve bunun etkisi kendi kendisine telkin ve karşılıklı telkine bağlıdır.

Gündelik evlilik yaşamında konuşmanın önemini unuturuz. Koca içini çekip, şöyle söyleyebilir: “Ben sana sevgi üzerine ne biliyorsam, hepsini söyledim.” Evli bir kadın utangaç bir bakışla şöyle diyebilir: “Erkeğin görevi bu konuda kadınla konuşmaktır.” Her ikisi de haksızdır. Erkeğin okşamalarından mutluluk duyan kadın, tatlı aşk fısıltılarıyla karşılık verir. Kadın ara sıra bazı sözler duymak ister. Fakat, bu, her şey olup bittikten sonra, insanın nefesini kesici bir yığın sıfat işitmek istediği anlamına gelmez.

Kadın, “seni seviyorum”, gibi içten kelimelerin söylendiği bir konuşmadan mutlu olur. Her ne kadar erkek sevgi sözleri söylemeye pek fazla yanaşmasa da, kendisine sevgi dolu sözler söylendiğinde, bundan hiç de hoşlanmaz değildir. Hatta bu gibi sözler, onda cinsel istek bile uyandırabilir.

Erkek ve eşi, evlilik öncesi yılları ve evliliklerinin ilk zamanlarını anımsamalıdır. O zamanlar nasıl aşk fısıltılarının özlemini duymuşlardır! Sevgi dolu sözlerin onları sadece manevi sevgiye uyarmakla kalmadığını, aynı zamanda düzenli, sürekli kendisini yenileyen bir sevgiyi sağladığını hiç bir zaman unutmamalıdırlar.

Aşk oyununa götüren, gitgide koyulaşan atmosfer içinde, bölgesel uyarılma daha başlamadan, cinsel organların içindeki irade dışı salgılama çalışması başlar. Bu da cinsel ilişkilerin bir sonraki aşamasına, okşamalara götürür.

Okşamalar

Cinsel ilişki öncesinde okşamalar sadece kadın için gerekli değildir; erkeğin de buna gereksinimi vardır. Heyecan öpüşmeyle başlar, kucaklamalarla, vücudun çeşitli kısımlarının, özellikle cinsel organların ilişkisiyle artar. Çoğunlukla okşamalara erkek başlar. Bu, evliliğin ilk zamanlarında yeterli olabilir; fakat kendisi okşamalara başlamayı reddeden kadın, kısa zamanda kocasının sevgisini yitirecektir. Öte yandan okşamalar salgılamayı artırır, kanın cinsel organlara dolmasını sağlar ve cinsel ilişki için hazırlıkları tamamlar.

Erkek, kadın kadar çok sıvı salgılamaz. Bu az oluş büyük bir sorun değildir. Fakat kaygan sıvıyı kadının çok az salgılaması, cinsel ilişkiyi zorlaştırır ve cinsel ilişkiden sonraki aktiflik üzerine olumsuz etki yapar.

Aşk fısıltıları kolayca okşamalara götürür; eşlerden biri ötekini yönetmeden, her ikisi birden aynı anda da buna başlayabilirler. Cinsel birleşim sırasında erkek ve kadın normal olarak bir sessizlikler ve karanlıklar dünyasına gömülürler ve böylece büyük bir zevk tadarlar. Fakat bu, odanın karanlık olması anlamına gelmez. Aşk fısıltıları ve arada dile getirilen mutluluk itirafları, çifte karşı konmaz, bedensel bir heyecan, libido sağlar ve onları sadece kendilerine ait olan bir dünyaya götürür.

Burada erkeğin ve kadının dikkat etmeleri için bazı uyarılarda bulunmak gerekir. Cinsel organlar başlangıçta daima yumuşak hareketlerle uyarılmalıdır. Daha sonra, salgılama başlayınca, uyarma gitgide artırılabilir. Başlangıçtaki birdenbire, şiddetli uyarma, acı hissi ve iltihaplanmaya neden olabilir.

Özellikle penisin baş kısmına sabırsızca yapılacak kuvvetli uyarmalardan kaçınılmalıdır. Bazıları kadının kaygan salgısı az olduğunda tükrüğe başvurur. Fakat buna tam anlamıyla güvenilmemelidir. Bunun yerine salgının doğal yoldan çıkışını başka şekilde sağlamaya çalışılmalıdır.

Tutkulu okşamalar, kuvvetli uyarılmanın tek yoludur. Dört gözle beklenen anda hareketlerin yavaşladığını ve yumuşadığını akıldan çıkarmamamız gerekir. Ritmik uyarmalar zevk duygusunu artırmak için çok etkili olabilir.

Evlilikte okşamalar, evlilik öncesindekilerden pek az farklıdır. Her türlü okşama, hatta cinsel organların ağız yolu ile uyarılması bile doğal ve normal olarak kabul edilmelidir. Eşlerden her biri, aralarına soğukluk girmemesi için, hangi çeşit okşamaya başvururlarsa vursunlar, vücutlarını temiz tutmalıdırlar. Her gece yatağa girmeden cinsel organlarını yıkamaya alışmalı, ilişkide bulunmasalar bile bunu savsaklamamalıdırlar.

Akşamları banyo yaptıktan sonra tuvalete giderlerse de kesinlikle yıkanmalıdırlar. Çünkü, cinsel organlar vücut dışkılarını dışarı atmaya da yarar. Bu gerçek, cinsel yaşamda asla unutulmamalıdır.

 + 18 Siteler İktidarsızlığa Yol Açıyor!

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat, erkeklerin en büyük kabuslarından biri olan iktidarsızlıkla ilgili soruları yanıtladı:

İktidarsızlık tüm erkeklerin başına gelen bir sorun mu, ne kadar yaygın ?
Dünya genelinde 152 milyon erkek, tekrarlayan sertleşme sorunları yaşıyor. Bu rakamın 2025 yılında 222 milyonu bulması bekleniyor. Neden olarak da; beslenme ve yaşam tarzındaki değişikliklerden strese kadar birçok faktörün etkili olduğu düşünülüyor. En çok rastlanılan sorunlar; erkeklerde sertleşme ve boşalma problemleri, kadınlarda ise orgazm problemleri, vajinismus ve ağrılı ilişkidir. 40 yaşın üzerindeki erkeklerin yarısından fazlasında sertleşme sorunu olduğu tahmin ediliyor. Ne yazık ki, bu hastaların sadece yüzde 2 lik kısmında sorunlar doğru teşhis edilerek tedavi doğru yapılmaktadır. Yüzde 98 inde ise maalesef ya doğru teşhis ya da doğru tedavi eksikliği doğmaktadır.

Gençlerde son yıllarda sorunlarda artış var mı ? Neden ?
Genelde 15-30 yaş grubu aralığında, başta erken boşalma sorunu olmak üzere ereksiyon problemleri de yoğun olarak görülüyor. Bunun temelinde strese bağlı nedenlerin yanı sıra cinsel bilgi eksikliği ve hekime müracaat etmekten çekinme gibi faktörler rol alıyor. Gençler arasında iktidarsızlık probleminde bir artış gözlemliyoruz. Ancak bu artış müracaat sayısından dolayı da olabilir. Daha önce hekime müracaat az olduğu için gençlerdeki olay daha sınırlı diye düşünüyorduk. Erken boşalma yaşayan çok sayıda genci incelediğimizde; genellikle psikolojik kaynaklı sertleşme sorunu olduğunu gözlemledik. Cinsel bilgi eksikliğine bağlı sebeplerden kaynaklanıyor. Son zamanlarda penis boyutuyla ilgili çok takıntı var. Gençlerin ana nedenlerinden biri de bu oldu. Buna taktıkları için ilişkiye kafalarında sorularla giriyorlar. Ayrıca ilişkide bulundukları kişilerin doğru olmayan ifadeleri de gençlerde iktidarsızlık sorunu yaratabiliyor. Özellikle ilişkilerini profesyonellerle yaşayan kişilerde bu daha sık gözleniyor.

Yani ilk cinsel deneyimin profesyonel kişilerle olması iktidarsızlık sorununu mu ortaya çıkarıyor ?
Cinsel deneyimlerini profesyonel kişilerden edinenler, onların yanlış ifadelerine inanıyorlar. Yanlış yönlendirmeler, kafalarda korkunun oluşmasına neden oluyor. Kendilerini yetersiz hissettiklerinde bu korkuyla cinsel ilişkiye başlıyorlar. Ve bu sorun üst üste tekrarlandığında psikolojik olarak yerleşebiliyor.

Sizce internet gençlere cinsel bilgi edinmede yardımcı oluyor mu ?
Aslında olur ama gençler bunları araştırmak ve doğru kaynağa ulaşmak yerine çoğunlukla pornoya yöneliyorlar. İnternetten pornoya kolay ulaşım, gençlerin tamamen seks hakkında hatalı bilgiler edinmelerine neden oluyor. Seks konusundaki cahillikleri de iktidarsızlığa yol açabiliyor. Kendilerini o filmlerle karşılaştırıp, performans korkusuna kapılıyorlar.

Viagra doktordan önce başvurulan bir yöntem mi ?
İktidarsızlık sorunu yaşayan insanlar, ilk durak olarak eczacıya başvuruyorlar. Bu nedenle Aile Sağlığı Araştırma Derneği (ASAD) olarak eczacı ve eczacı kalfalarına dönük 20 şehirde bilgilendirme konferansları vereceğiz. Bu hastaları hekime yönlendirebilmek ve yanlış ilaç kullanımının önünü kesebilmek için 300 e yakın eczacı ve eczacı kalfasına cinsel bilgi konferansı vereceğiz. Sorunu olan insanlar, bu kişilere danıştığında doğru bilgiye ulaşmaları önemlidir. Bu tür ilaçların gerçekten yüzde 100 faydası oluyor ancak ne tür bir soruna karşı, ne tür bir ilacın, nasıl kullanılacağını bilmek gerekli. Bu ilaçları doktora danışmadan kullanan biri, en fazla bir süreliğine şikayetinden kurtulur ancak tedavi olamaz.

Sorunun organik olup olmadığını anlamak için ne gibi tetkikler yapılıyor, kaç günde sonuç alınıyor, tedavinin ve teşhisin maliyeti yüksek mi ?
Bugün bütün dünyada uygulanan protokole göre; cinsel fonksiyon ile ilgili müracaatlarda hastanın ve partnerinin birlikte ele alınması gerekir. Cinsellikle ilgili bilgilerin derecesi, çocukluktan beri geçirdikleri cinsel travmalar, ailenin cinselliğe bakış açısı gibi faktörler ve kişinin cinsel gelişimi dikkatli bir şekilde araştırılmalıdır. Bu faktörlerin psikolojik veya organik olup olmadığı değerlendirilmelidir. Organik faktörler; hormonal, metabolik (şeker, kolesterol vb), damarsal ve nörolojik nedenlere bağlı olabilir. Bu faktörler yapılan kan analizleri, dopler tetkiki ve gerekirse gece ereksiyon testi ile kontrol edilir. Elde edilen verilere göre tedaviye geçilir. Eğer organik faktörlerin yanında psikolojik sorunlar da mevcutsa davranış tedavisi uygulanır. Bu arada organik sebebe yönelik tedavi ile hekim ilaçlardan da uygun gördüğü birini diğer tedavilere ek olarak kullanabilir. Alınacak cevaba göre de hekim tedavinin yönünü ayarlar. Bu yapılan medikal tedaviye rağmen sonuç alınamazsa, cerrahi yöntemler ile tedavi tamamlanır. Genelde uyku testi dahil bütün bu psikolojik ve organik tetkikler, iki gün içinde tamamlanabilir.

Cinsel fonksiyon tedavisi başvurusunda bulunan hastalarda tedavi kesin midir? Tedavinin başarılı sonuç vermesini etkileyen faktörler nelerdir ?
Cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açan faktörler arasında organik ve psikolojik pek çok sebep bulunuyor. Altında yatan nedenin organik bir sisteme bağlı olduğu durumlarda; tedavide bu sisteme ait bozukluk ortadan kaldırılırsa cinsel fonksiyon da düzelir. Bu sebep devam ederse tedaviye direnç oluşturur. Müracaat eden kişinin sorununun nereden kaynaklandığı tam olarak ortaya konduğu takdirde; organik olsun psikolojik olsun meydana gelen cinsel fonksiyon problemini halledebilecek pek çok tedavi seçeneği bulunuyor. Hasta, altını çiziyorum; sıkılmadan tedavisini ve hekime başvurularını yenilemelidir, hekime takip imkanı tanımalıdır. Türkiye de önemli bir hasta grubu hekime başvurmaya çekinmekte veya problem ancak uzun yıllara dayanan bir sorun haline geldiğinde başvurmaktadır. 10-15 yıldır bu problemin içinde yaşamaya alışmış kişilerin karar verince, ilk müracaatında sorunum hemen hallolsun demeleri tedavi şansını da etkilemektedir.

İktidarsızlığın ne kadarı tedavi ediliyor ?
Hekim hastanın kendisinden beklentisini önemli ölçüde özümsemiş olmalıdır. Bir tedavi gerektiği kadar derinlemesine incelemeden tavsiye edilirse, hasta tedaviyi terk eder. Tedavisine devam etmeyen hastaların yarıya yakını, hekimin yaklaşımını doğru bulmuyor, tedavinin sonuca ulaştırmadığı yönünde ifadelerde bulunuyor. Bu da hekimlerle ilgili önemli bir boyut. Tedavinin sürekliliğini etkileyen başka bir nokta da; çiftlerin birlikte samimi olarak problemin çözülmesine yardım edememeleri… Hekim hangi tedavi sonucunda nasıl bir ilerleme olacağını tek tek anlatmazsa, çiftler de birbirlerinden ne beklediklerini bilemiyor ve tedaviyi terk ediyor.



http://www.vipdukkan.com/






TürkçeEnglishFranceGermanyRusiaSpain

Loading



www.edarling.net

http://www.tr.n-mobile.net/idealkilo


TOPlist

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol